以下に、順序に並べた詩節を共有します。もし私たちが金曜礼拝でこの状況を説明するスピーチを行い、世界中のイマームがアル・アクサ・モスクで一つの祈りの中でこれらの詩節をアラビア語と各国の言語で大声で朗読すれば、エルサレムで平和が実現するかもしれません。アラブ人とユダヤ人はこの知識を知らないからです。(ただしアラビア語だけで朗読しても、アラブ人は私たちに翻訳付きで読むべきだと言ってくるでしょう)。以下では、トルコ語と英語のそれぞれのページから詩節を詳細にリストしたものを読むことをお勧めします。トルコ語はここをクリックしてください( Türkçe )、英語はここをクリックしてください( English)。
第1章:私たちの宗教は預言者アブラハムの宗教です。
アッラーがこう仰せられた時を思い起せ。「イーサ―よ,われはあなたを召し,われのもとにあげて,不信心者(の虚偽)から清めるであろう。またわれは,あなたに追従する者を,審判の日まで,不信心の者たちの上位におくであろう。それからあなたがたは(皆)われの許に帰り,あなたがたが争っていたことに就いて,われは裁決を下すであろう。( Ali İmran 55 )
あなたがた信仰する者よ。立礼〔ルクーウ〕しサジダして,あなたがたの主に仕えなさい。そして善行に動しめ。必ずあなたがたは成功するであろう。〔サジダ〕( Hac 77 )
アッラーの(道の)ために,限りを尽くして奮闘努力しなさい。かれは,あなたがたを選ばれる。この教えは,あなたがたに苦業を押しつけない。これはあなたがたの祖先,イブラーヒームの教義である。かれは以前も,またこの(クルアーン)においても,あなたがたをムスリムと名付けられた。使徒はあなたがたのための立証者であり,またあなたがたは人びとのための立証者である。だから礼拝の務めを守り,定めの喜捨を行い,確りとアッラーに縋りなさい。かれはあなたがたの守護者である。何と優れた守護者,何と優れた援助者であることよ。( Hac 78 )
Cihad hakkında bilinen yanlışlar ; Peygamberin görevi sadece Tebliğdir ve Hz. Muhammed bu Tebliği 1400 sene önce yapmıştır,
Eğer seninle tartışmaya girerlerse, de ki: “Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah’a teslim ettim.” Ehl-i kitaba ve ümmîlere, “Siz de Allah’a teslim oldunuz mu?” de! Eğer teslim oldularsa doğru yolu buldular demektir. Yok eğer yüz çevirdilerse, sana düşen yalnızca bildirimde bulunmaktır. Allah kullarını çok iyi görmektedir.”(Ali-İmran 20 )
(Ey resulüm!) Buna rağmen eğer onlar senden yüz çevirirlerse artık sana düşen, sadece açık seçik duyurmaktır.( Nahl 82 )
Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, bil ki biz seni onların üzerine bir bekçi olarak göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır. Şu bir gerçek ki, biz insana rahmetimizi tattırdığımız zaman ona sevinir; yapıp ettiklerinden ötürü başlarına bir fenalık geliverse, o zaman da insan pek nankör olur.( Şûrâ 48 )
Müşrikler dediler ki: “Allah isteseydi ne biz ne de atalarımız O’ndan başkasına tapardık. Hiçbir şeyi O’na rağmen haram da saymazdık.” Onlardan öncekiler de işte böyle davranmışlardı. Peygamberlerin görevi açık seçik tebliğden başka bir şey değildir.( Nahl 35 )
“Eğer (gerçeği) yalanlamaya kalkışırsanız, bilesiniz ki sizden önceki nice topluluklar da böyle yalanlamalarda bulundular. Elçinin görevi açık bir tebliğden ibarettir.”( Ankebût 18 )
Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin. Sırt çevirirseniz bilin ki elçimizin görevi açık bir tebliğden ibarettir.( Tegâbün 12 )
﴿Onlara haber verdiğimiz azabın bir kısmını sana ister gösterelim, ister (bundan önce) seni vefat ettirelim, senin görevin sadece tebliğ etmektir; hesaba çekmek bize aittir.( Ra'd 40 )
Kabede ki putperstlerin tebliğ sonrası , oradan çıkmayanlara karşı yapılan savaş cihaddır.
Ve Ehli kitaptan ,Hz. İbrahime sahip çıkmayan ve putperestin yanında olana kaşrı;
Allah, Ehl-i kitap’tan onlara destek verenleri kalelerinden indirdi,
kalplerine korku saldı; artık onların bir kısmını öldürüyorsunuz, bir kısmını da esir alıyorsunuz.(Ahzâb 26 )
Ehl-i kitap’tan inkâr edenleri ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O’dur.
Siz onların çıkacaklarına ihtimal vermemiştiniz.
Onlar da kalelerinin kendilerini Allah’a karşı koruyacağını sanmışlardı.
Ama Allah’ın azabı hiç beklemedikleri bir yerden geliverdi; Allah yüreklerine korku düşürdü;
öyle ki evlerini hem kendi elleriyle hem de müminlerin elleriyle yıkıyorlardı.
O halde ibret alın, ey akıl sahipleri!( Haşr 2 )
Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alay ve eğlence konusu edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Eğer müminseniz Allah’tan korkun.( Maide 57 )
Sonuç
Hepsi bir değildir: Ehl-i kitap’tan öyle bir topluluk var ki, geceleri ibadete durup Allah’ın âyetlerini okur, secdeye kapanırlar.(Ali-İmran 113 )
Bunlar Allah’a ve âhiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten menederler ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar iyi kimselerdendir.(Ali-İmran 114 )
Ne hayır yaparlarsa bilsinler ki karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah kötülükten sakınanları bilir.(Ali-İmran 115 )
Şüphesiz, iman edenler; yahudilerden, hıristiyanlardan ve Sâbiîler’den de
Allah’a ve âhiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için rableri katında mükâfatlar vardır.
Onlar için herhangi bir korku yoktur; onlar üzüntü de çekmeyecekler.(Bakara 62 )